LEHÇELERİN VE AĞIZLARIN OLUŞUMU

04.05.2012 22:03

 

LEHÇELERİN VE AĞIZLARIN OLUŞUMU

Bir dilde lehçelerin ve ağızların oluşmasına sebeb olan bir kaç tane temel unsurdan bahsedilebilir,
bunların içerisinde en baştaki neden coğrafi etkenlerdir..Aynı bölgeden farklı bölgelere göç eden aynı ulus mensupları yeni yerleştikleri bölgelerdeki diğer ulusların kullandıkları fonetik ve morfolojik yapısını ister istemez zamanla kendi dillerine alırlar, bu tür etkiler kanımca dilin gelişmesi açısından olumlu gelişmelerdir. Canlı bir organizma olarak diller doğar büyür ve sıklıkla ölürler de. Bu gelişme süreci işte diğer dillerin etkilerinden, yeni icatların, teknolojik gelişimlerin, yeni sanatsal ve kültürel aktivitelerin artmasına paralel olarak görülür.

Göç edilen bölgenin dini ve kültürel yapısı, alet ve gereçlere verilen isimler, zamanla fonetik vurgulama da ister istemez dilde etkisini gösterir, 
ingiltereden amerikaya göçe eden ingilizler, oradaki amirakan tarzının  bir sonucu olarak daha rahat yuvarlatılan , bir ingilizceye  dönüşmüştür.
aynı özgün biçimi uzak coğrafyalarda bire bir korumak gerçekten hem zor hem de gereksiz bir çabadır aslında dil doğar gelişir ve ölür neticesinde.

Farklı inanışları seçen aynı ulusun bireylerinin dillerininde farklı coğrafyalardaysa özellikle inanılan dinin etkisiyle ve dini bir takım sözcüklerin dile geçmesiyle farklılaşmalar
gösterebilir.. ama muhakkak değişir diye bir konuda söz konusu değildir, günümüzde iletişimin yeterli hızda olması yayın organlarının her bölgeye ulaşması bu etkiyi gittikçe azaltmaktadır, 
her ne kadar tamamen engel olmasada..

tarihin belirli yada belirsiz bir döneminden birbirinden ayrılan uluslar, farklı lehçelerde kazanmışlardır.
Lehçeler oluşurken kuşkusuz onlarca neden ileriye sürülebilir, ama bariz olan birşey varsa lehçelerin bütün dünyada coğrafik farklılklardan doğduğudur, türkçe içinde aynı şey geçerlidir, almanca içinde, ingilizce içinde
karadenizde konuşulan türkçe ile egede konuşulan türkçe  yine bölgesel olarak göze çarpar.

Lehçe ve ağız arasında ise şöyle bir fark bulunur, lehçe dil ana dilden farklı bir şekilde gelişme gösterir ve anadilin gösterdiği gelişim sürecine paralel hareket etmez, ağız ise ana dille paralel bir gelişim gösterirken
bir yandandan telafuzda ve bazı kelimelerde farklılkar gösterir..

peki zaza lehçelerinden bahsetmek mümkün mü ? Bana göre zazacanın, zazakistanda her hangi bir lehçesinden bahsetmemiz söz konusu değildir. çünkü dilin agızları her ne kadar bölgeden bölgeye farklıklar göstersede
dilin gelişim birbirine paraleldir ve sözkonusu coğrafya biribirinin devamı içerisindedir, yani zazaları bir kere toprak bütünlüğü vardır, haritada zazaların yaşadığı bölgeye bakarsak bütün zaza yoğunluklu nüfusun birbiri ile aynı daire içinde bir bütünlük içinde yaşadığını görürüz, ağız evet ama lehçe yok..illaki lehçe aramamız gerekiyorsa İrani dillerin Kuzeybatı kolunun ait diler arasında bir ilişki arayabiliriz,. (Gilanice, Goranice,Mazenderanca, Beluçice) arasında..

zazaca esasasen geçmişten günümüze çok fazla tahribata uğramamıştır.Prof. Dr. Jost Gippert  çalışmalarında günümüz zazacasının partçaya olan yakınlığını ortaya koymuş ve bundan bahsederken şaşkınlık içerisinde kaldığını bahsetmiştir. çünkü ikibin aşkın bir süre önce konuşula bir dilin günümüz zazacasına bu kadar benzemesi gerçekten mucize gibidir, çünkü insanlar bu topraklarda 100 yıl önce konuşulan dili bile anlamakta güçlük çekerken 2050 yıla yakın bir süre önce konuşulan bir dilin dilimize benzerliği gerçekten parmak ısırtıyor.

zazacanın tahribata uğramamış olmasının temelinde bana sorarsanız, yazılı geleneğinin olmamasından kaynaklıdır, yazılı gelenek dili geliştirmekle beraber o dili tahrib etmektede en etkili yöntemdir. Bir takım zorlama kelimleri dile sokma çabası dili geliştirirken yozlaştırma tehlikesini de içinde taşır. Arı duru dilden dile kuşaklar boyu taşınan zazaca bu nedenden dolayıdır ki halen çok fazla özünden bir şeyler kaybetmemiştir.

Elimizde koskocaman bir zazaca grameri var , bu yapı olarak kürtçe ve diğer bütün irani dillerinden ayrılan dilimizi tam olarak ortaya koyuyor, her nesnenin bir eril -dişil (maki-neri) buna paralel olarak kullanıla fiili var.
diyelimki biz gramerden hiç anlamıyoruz, dil hakkında hiç bir bilgiye sahip değiliz, hiç bir tarihsel bilgimiz, yinede mevcut durum zazacanın ayrı bir dil olduğunu açık seçik ortaya koyar. nasıl mı ? kürtler ve zazalar bir çok bölgede iç içe yaşamaktadırlar, kapı komşu aynı köylü hatta aynı bahçede oturabilmektedir, her ne hikmetse birbirlerinin dillerini öğrenmemişse, birbirlerini anlamaktadır, dünyada böyle bir lehçe olabileceğinden bahsedebilecek insanın aklında şüphe etmek gerekir, aynı coğrafyada yaşıyacaksın, aynı tarlaya gidecekisin aynı dereden su çekeceksin aynı şehre alışverişe gideceksin aynı pazarda birbirinle alışveriş yapıcaksın ve dilin farklı olacak , bu akıldışılığında ötesinde, tamamen baskı sindirme yok etme teorisidir, çünkü dünya üzerinde hiç bir lehçe aynı köyde yaşayan insanlar arasında çıkmaz. Bunun olasılığı söz konusu değildir. Tartışmalar yersiz, bunu savunlar kanıtsız bir o kadar da art niyetlidir..


YILMAZ KERŞAN


Search Engine Submission - AddMe